CEYLAN SAĞLAM
Niğde Türkiye’nin Ulukışla ilçesine bağlı Alihoca köyü, sel sularının getirdiği taş ve kum parçalarından ağır hasar gördü. Kiraz, ceviz ve fasulye bahçeleri zarar gören köylüler, bölgedeki Gümüştaş Madencilik’in atıkları dere yataklarına döktüğünü ve bu atıkların yağmur ve sel sularıyla köylerine geldiğini belirterek operasyonu suçladı. Köylülerden Ersin Çakır, ANKA’da yaşadıkları durumu anlattı. Haberler Ajansına söyledi. Ersin Çakır, en az 350 evin hasar gördüğünü söyledi. Kömür şirket dere yataklarını pasla dolduruyor. O paslar yağmur sularıyla birlikte derelerimize karışıyor. Akarsu ile bir baraj oluşur, baraj dolduğunda dışarı fırlayarak önüne çıkan her şeyi alır. Kiraz bahçelerimiz, evlerimiz ve iş yerlerimiz büyük zarar gördü. Köylülerimizin yüzde 80’i hep bu şekilde zarar görüyor” dedi.
“MADEN ŞİRKETİ NEHİR YATAKLARINA PAS DOLDURUYOR”
Ersin Çakır, geçen yıl aynı olayın yaşandığını ve Gümüştaş Madencilik hakkında 9 Nisan 2022’de Çiftehan Jandarma Komutanlığına şikayette bulunduğunu ancak herhangi bir işlem yapılmadığını belirtti. Çakır yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Kamelyalarım, piknik masalarım vardı… ‘Şikayetçiyim’ dedim. Ama geçen yıldan bu zamana kadar kimse bana dönmedi.O yüzden çok çektim.Yani bu felaketin geleceğini biliyordum geçen sene.Buralara daha önce felaket gelmişti.Maden şirketi dere yataklarına gitti. Pası doldurur.O atıklar da bizim yağmur sularımıza karışarak nehrimize karışır.Nehirle birlikte bir baraj oluşur,baraj dolduğunda dışarı fırlar,önündeki her şeyi alır.Kiraz bahçelerimiz,evlerimiz,işyerlerimiz oldu. köyümüzün yüzde 80’i hep bu şekilde zarar görüyor.”
“EN AZ 350 KİŞİ MAĞDUR”
Dere yataklarına milyonlarca atığın döküldüğünü söyleyen Çakır, son bir yılda 3 şikayette bulunduğunu söyledi. Çakır, “En az 350 kişi mağdur, herkesin bahçesi zarar gördü. Kimsenin bahçesi kalmadı. Kiraz ağacı kalmadı. Köylülerin suyu yok. Bizim de su sıkıntımız var. Devlet Su İşleri çalışıyor, Ancak…”
“SULARIMIZ ÇIKIYOR”
Cafer isimli bir köylü afetle ilgili şunları söyledi:
“Bu yolda moloz yığını yoktu, su yatağı beş altı metre soldaydı. Bu suyun akan kısmı ağaçlık bahçeydi. Ağaçlar devrilmiş, kökünden sökülmüş… Burası bir bahçeydi. ağaç oldu, fasulye ekildi… Temiz suyumuz aktı, dört beş gün oldu. Geldiğimizden beri suyumuz bulanık akıyor. Siyanür mü, mineral karışımı mı, yoksa bulanık mı akıyor.”
